20 KASIM 2024'TE DEĞİŞEN REÇETE DÜZENLEMELERİ VE ETKİLERİ
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, 20 Kasım 2024 tarihinde aldığı kararla, özellikle trans bireylerin kullanımında olan bazı hormon ilaçlarını artık sadece reçete ile satılacağını duyurdu. Bu düzenleme, testosteron enjeksiyonları ve jeller ile östrojen artırıcı kontraseptifler gibi ilaçları kapsıyor. Bu adımın, yanlış kullanım ve suistimalleri engelleme amacını taşıdığı belirtiliyor.
Bu durum, trans bireylerin cinsiyet uyum süreçlerini olumsuz etkileyeceğine dair endişelere yol açtı. LGBTİ+ aktivistleri, yeni düzenlemelerin cinsiyet uyumunu daha zor hale getireceğine dair kaygılarını dile getirdiler. Prof. Dr. Selçuk Candansayar gibi uzmanlar ise tıbbi gözetim olmadan kullanıldığında bu güçlü ilaçların ciddi sağlık riskleri oluşturabileceğini belirtiyor.
YENİ DÜZENLEMELERİN TOPLUMSAL ETKİLERİ
İstanbul'da yaşayan trans aktivist Üzüm, yeni düzenlemelerin trans bireyler üzerindeki etkilerine tanıklık ettiğini ve pek çok kişinin bu süreçten duyduğu rahatsızlığı ifade ettiğini belirtiyor. Üzüm, önceki kötü deneyimler nedeniyle de yeni düzenlemeye tepkili. Ankara'da yaşayan Temmuz ise, hormon tedavilerine olan erişimin kısıtlanmasının yaratabileceği zorluklar ve sağlık sorunları hakkında uyarıda bulunuyor.
Bazı hekimler, reçete kısıtlamasının, insanların kaçak yollarla ilaç temin etmesine neden olabileceğini ve bu durumun ilaç kullanımını daha da tehlikeli hale getirebileceğini dile getiriyor. Öte yandan, Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği ve Türkiye LGBTQIA+ Tıp Öğrencileri Ağı gibi gruplar, bu kısıtlamaların yaratabileceği ciddi sağlık sorunlarına dikkat çekiyor.
Türkiye'de cinsiyet uyumu ve hukuki tanınma süreçleri zaten zorlu iken, bu yeni kısıtlamaların trans bireylerin karşılaştığı zorlukları daha da artırabileceği belirtiliyor. İnsan Hakları Uzmanı Defne Güzel ve 17 Mayıs Derneği Uluslararası İlişkiler Sorumlusu Janset Kalan gibi savunucular, gelecekteki bürokratik engellerin ve tedaviye erişim zorluklarının derinleşeceğini öne sürüyorlar.
Kamu hastanelerindeki trans klinikleri için de yeni bilimsel denetim komisyonları oluşturulduğunu duyuran Sağlık Bakanlığı, bu adımların sağlık sektöründeki aksaklıkları tespit etmeye ve ilerleyen süreçte daha etkili kontrol mekanizmaları geliştirmeye yönelik olduğunu ifade ediyor. Ancak, bu adımların aynı zamanda cinsiyet değiştirme kliniklerini hedef aldığı ve cinsiyet disforisi tanısı alan hastalar üzerinde baskı oluşturduğu iddiaları da gündemde.
Temmuz, hükümetin LGBT+ bireyleri toplumun dışına itmeye çalıştığını ve bu sürecin sadece trans topluluğunu değil, tüm toplumu etkileyebileceğini vurgulayarak, herkesi bu konuya duyarlı olmaya çağırıyor.
Haber Merkezi